4 Şubat 2025

elmaliHaber – Güncel ve Tarafsız Haberler

Ekonomiden teknolojiye, spordan magazine; elmaliHaber’de objektif ve güncel haberlerle aydınlanın!

YDK’nin 4’e karşı 5 üyesinin oy çokluğuyla verdiği ihraç kararının gerekçesi teğmenlere tebliğ edildi: Atatürk için and içmek karşıt bir eylemmiş!

İhraç edilen 5 teğmenle ilgili YDK kararının gerekçesi tebliğ edildi. 9 üyeli YDK’nin 5 üyesinin oy çokluğuyla alınan kararda, teğmenlerin, TSK’yi tartışılır hale getirerek, “toplumda ayrışmaya sebep oldukları” ve “ordunun vatan millet Atatürk’e olan sevgisinden hiç şüphe duymayan millet nezdinde yıpranmasına neden oldukları” savunuldu. Aralarında YDK’nin tek hukukçu üyesi Hukuk Hizmetleri Başkanı Hâkim Albay ile Kurmay Başkanı Korgeneral olan 4 üye ise karşı oy kullandı.

Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” deyip, kılıç çekerek yemin etmesi nedeniyle TSK’den ihraç edilen teğmenler Ebru Eroğlu, Batuhan Gazi Kılıç, Deniz Demirtaş, Talip İzzet Akarsu ve Serhat Gündar hakkındaki Yüksek Disiplin Kurulu’nun (YDK) kararının gerekçesi teğmenlere tebliğ edildi.

47 sayfalık gerekçede, teğmenlerin, yemine ilişkin metnin okunmasını daha önceden planlandığının anlaşıldığı, disiplin amirleri tarafından talebin reddedilmesine karşın, tören sonrası dahi olsa emirlerin hilafında yemini gerçekleştirerek, TSK’nin değerini ulusun karşısında zedelendiği ifade edildi.

“MUSTAFA KEMAL’İN ASKERİYİZ” PROTEST BİR EYLEMMİŞ!

9 YDK üyesinden 4’e karşı 5’inin oyuyla verilen ihraç kararının gerekçesinde “Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılığı ifade eden ‘Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ sözünü amacı dışında ve karşıtlık içeren protest bir eylemde kullanmak disiplinsizlik olacağı gibi sözün değerini de azaltan bir davranış olacaktır. Böylelikle eylemler, TSK’yı tartışılır hale getirerek, toplumda ayrışmalara sebep olmuş ve ordunun vatan, millet, Atatürk’e olan sevgisinden hiç şüphe duymayan millet nezdinde yıpranmasına neden olmuştur. Söz konusu eylem toplumda asker yemininden vazgeçilmiş gibi TSK’ya olan güveni sarsar bir kanaat oluşmasına sebep olmuştur” ifadelerine yer verildi.

TÖREN SONRASI AÇIK EMİR YOK

Söz konusu ihraç kararına ise YDK’de yer alan Hukuk Hizmetleri Başkanı Hâkim Albay, YDK Şube Müdürü Personel Albay, Lojistik Başkanı Tuğgeneral ve Kurmay Başkanı Korgeneral karşı oy kullandı. Karşı oy kullanan komutanlar; karara şerh düşerek, karşı oy gerekçelerinde resmi törenin bitiminde söylenen “Mustafa Kemal’in askeriyiz” sözünün Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın devletin nitelikleri arasında “Atatürk milliyetçiliğine bağlı” özelliğinin sayıldığı 2. maddesi ile Harp Okulları Yasası’nın maddeleri dikkate alındığında hukuka aykırılık teşkil etmediğini belirtti. Karşı oy gerekçesinde; “Resmi törende hâlihazırda yürürlükte olan Milli Savunma Üniversitesi Tören Yönergesi’nde yer alan andın okunacağı yönünde emir verildiği, nitekim 30 Ağustos remi töreninde de yürürlükteki yönergede yer alan andın okunduğu, resmi tören bitiminde söz konusu andın okunmayacağı yönünde malûm ve muayyen hale getirilmiş hizmete ilişkin bir emrin bulunmadığı” bildirildi. 4 YDK üyesi; karşı oy gerekçesinde “Eylemin devletin ve TSK’nin değerine zarar verecek nitelikte ağır suç teşkil eden fiil olarak kabul edilemeyeceği ve buna bağlı olarak Silahlı Kuvvetlerden ayırma cezasını gerektirir ‘Hizmete engel davranışlarda bulunmak’ disiplinsizliğini de oluşturmayacağı” ifadelerine yer verdi. Kararın tebliğ edilmesiyle teğmenler, 60 gün içinde kararın iptali için İdari Mahkemesi’ne gidecek.

‘İHRAÇ KARARI HUKUKİ TEMELDEN YOKSUN”

Söz konusu kararı Cumhuriyet’e değerlendiren emekli askeri hâkim Ahmet Zeki Üçok, ihraç kararı veren 5 üyenin gerekçesinin hiçbir yerinde ne gerekli yasa maddeleri ne de yasal bir açıklamanın olmamasına dikkat çekti. İhraç kararının siyasi gerekçeler barındığını vurgulayan Üçok; “‘Mustafa Kemal’in askeriyiz’ demeyi protest eylem olarak nitelendirecek derece siyasi kaygıya kapılmışlar. İhraç kararının; postmodern Atatürk düşmanlığı üzerine oluşturulmuş bir siyasi gerekçeyle alındığı açıktır. Karşı oy gerekçesinde ise eylemin neden yasaya karşı olmadığının yasal zemin ve çerçevede anlatıldığını görüyoruz” dedi. 

‘TOPLUMDA ERDOĞAN VE BAHÇELİ’NİN KARŞILIĞININ OLMADIĞINI GÖSTERDİLER’

YDK’de tek hukukçu üye olan Hukuk Hizmetleri Başkanı Hâkim Albay’ın karşı oy kullanmasının değerli olduğunun altını çizen Üçok, “İhraç kararında sadece kamuoyunda, gazetelerde yer alan gerekçeler ve ifadelere yer verilmiş. Nesnel bir eylem gösterilmemiş. Dolayısıyla hukuka aykırı. YDK’de sadece bir hukukçu var, o da karşı oy kullanılıyor. Bu nedenle idari yargı aşamasında 3 hakimden oluşan bir heyetin önünde ihraç kararının geçersiz sayılacağına eminim” diye konuştu. 

Karşı oy kullanan üyeler hakkında; “Bu orduda hâlâ vicdanlı, ahlâklı ve siyasi baskılara dayanan komutanların olduğunu gösterdikleri için teşekkür etmemiz gerekiyor” diyen Üçok, “Bu durum; bu ülkenin mutlak hâkimi olduğunu söyledikleri Recep Tayyip Erdoğan’ın ve teğmenleri dış mihrakların kuklası olarak niteleyen Devlet Bahçeli’nin toplumsal bir karşılığının olmadığını gösteriyor” ifadelerini kullandı. 

‘TEĞMENLER DEĞİL, SORUŞTURMA TSK’NİN İTİBARINI ZEDELEDİ’

Kararın yazılı tebliğinde teğmenlerin avukatlarının savunmalarına da yer verildi. Av. Demet Reçber Öztürk, savunmasında eylemin yapılmasının ardından ilk aşamada herhangi bir uyarının yapılmadığını vurgulayarak; “Ordu siyasete karışmasın ancak siyaset de orduya karşmasın. Bu olay nedeniyle müvekkiller TSK’nin itibarını zedelememiştir. Bu soruşturma TSK’nin itibarını zedelemiştir. Ben Cumhurbaşkanı’nın durumu doğru anlamadığını düşünüyorum. Müvekkil ‘Türk ulusunun namus ve şerefine uzanacak eller karşısında bizi bulacaktır’ dedi. 4 aydır Teğmen Ebru Eroğlu’nun namus ve şerefine çok ciddi saldırılarda bulunulmasına karşın, TSK tarafından bir açıklama dahi yapılmadı” dedi.

‘SİYASETİN GİRMESİYLE BURAYA TAŞINDI’

Teğmenlerin avukatlarından olan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Erinç Sağkan da kendisinin askerliğini yedek subay olarak yaptığını, ailesinin avukatlık yeminine gelmeyip, askerlik yeminine geldiğini vurgulayarak; “Bizde askerliğin karşılığı budur. Olayın yarattığı etkiye bakmak lazım. Bu konu Silahlı Kuvvetler içerisinde buralara taşınmadan halledilebilecek bir şeydi. Siyasetin girmesiyle buraya taşındı” ifadelerini kullandı.

‘TERÖRİSTBAŞI ÖCALAN LEHİNE SLOGAN ATILSAYDI…’

Av. İlter Aksoylu ise savunmasında dikkat çeken şu ifadeleri kullandı:

“Kamuoyunun tepkisinden anlıyoruz ki, teğmenlerin eylemi devletin ve TSK’nin itibarını zedelememiştir. Mesela bir grup teğmen çıkıp teröristbaşı Abdullah Öcalan lehine slogan atsaydı tepki büyük olurdu. Toplumda infial olurdu. Harp Okulu’na yürürlerdi. Birkaç Atatürk düşmanı basın mensubu ve provokatörler dışında teğmenlerimize toz konduran yok. Birilerini memnun edeceğiz diye 5 tane pırlanta gibi teğmeni harcamayınız.”