TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu, Dışişleri Bakanlığı’nın Türkiye-AB ilişkileri hakkındaki sunumu dinlemek için toplandı.
TBMM Avrupa Birliği Uyum Komisyonu AK Parti Van Milletvekili Burhan Kayatürk başkanlığında toplandı. Komisyon toplantısının açılışında konuşan Kayatürk, “Rusya- Ukrayna savaşı, sonra İsrail’in Gazze’de başlattığı katliam, müteakiben Suriye’de rejimin devrilmesi ve İsrail’in İran’a saldırısı güvenlik konularını uluslararası ilişkiler gündeminin en üst sırasına taşımıştır. Bu gelişmelerden Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı, Avrupa ülkelerinden gerek savunma konularından NATO imkanları dışında kendi kendilerine yeterlilikleri konusunu gerekse enerji tedarikinde Rusya’ya bağımlılığın azaltılması konusunu öncelikli politika konuları haline getirmiştir. Bu bağlamda, Türkiye’nin jeopolitik önemi bir kez daha gündeme gelmiş ve Avrupa ülkelerinde Türkiye’nin özellikle savunma sanayisinde geldiği olumlu nokta dile getirilmeye başlanmıştır” ifadelerini kullandı.
‘TEKONOLOJİ DIŞ POLİTİKAYI BELİRLEMEYE BAŞLADI’
Ardından komisyon toplantısında Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay, milletvekillerini bilgilendirdi. Dünyanın geleceğinin seyreldiği bir dönemin yaşandığını ifade eden Bozay, “Bunun etkisi jeopolitik gerilimlerin tırmanmasıyla, ekonomik kırılganlıklarla derinleşiyor. Ukrayna Savaşı bize şunu gösterdi. Enerji ve gıda konuları çok önemli ve öncelikli konulardı ama anladık ki bunlar varoluşsal meseleler. ‘Enerji’ deyince tabii enerjinin evrilmesini de daha sonra AB’yle ilişkilerimize bağlayacağım. ‘Enerji’ dediğimizde artık çipler ve yeni yapay zeka için nasıl bir enerji üretilecek kısmı ön plana çıktı. Gıdada da neyin olacağını sadece bugünkü haberlere baksak görürüz. Şu anda dünyanın tartıştığı konu Çin’in Amerika’dan soya fasulyesi almamaya karar varması, Amerika’nın da Çin’den yemeklik yağ almama konusu. Yani gıda artık müthiş bir dış politika meselesi oldu. Pazarlıklar bunun üzerinden gidiyor. Bir Amerikan firmasının Tayvan’daki bağlantılarıyla, diğerleriyle çip satıp satmamasına göre belirlenen bir ortamdayız. Uluslararası ilişkiler tartışmalarında, ‘Eskiden dış politika teknolojiyi belirlerdi’ deniliyor, şimdi, teknoloji dış politikayı belirlemeye başladı” diye konuştu.
‘AB İLE İLİŞKİLERİMİZDE ULUSAL ÇIKARLARIMIZDAN TAVİZ VERMİYORUZ’
Bozay, Avrupa Birliği (AB) ile teknoloji ve gıda konusunda çalışmalara imza attıklarını belirtti ancak 2009 yılından bu yana Türkiye’nin AB üyeliğiyle ilgili bir fasıl açılmadığını ekledi. Bozay, “Bizim ilerleyeceğimiz aşamada Kıbrıs meselesini önümüze koyup 23 ve 24’ü o şekilde tıkadılar. Yani bugünkü siyasi konjonktürde değil, ta o zamandan beri önümüze engeller çıkarılmış durumda. Malumunuz, işte bir darbe girişimi geçirdik, o darbe girişiminde bütün AB yetkilileri Moğolistan’daydı ve kendi aralarında, ‘Sabaha kadar bekleyelim de sonuca göre hareket ederiz’ gibi bir yaklaşım içine girdiler. Bu da bizde bir güvensizlik uyandırdı. Arkasından, tabii ki Türkiye’nin bir yeniden konsolide olma sürecini yargıda, yürütmede, silahlı kuvvetlerde yaşarken de önümüze Doğu Akdeniz’de münhasır ekonomik bölge ve enerji hatlarını kontrol konusunu getirdiklerinde gerginlik ortaya çıktı. Türkiye, AB’yle ilişkilerinde gerçekçi bir yaklaşımla ve çıkarlarından, milli, ulusal çıkarlarından hiçbir taviz vermeden devam ettiği için bazı sürtüşmeler, karşılıklı gerilimler oldu ama biz bütün bunlara rağmen sabırla, sabırlı bir inatla yolumuza devam ediyoruz. Diğer taraftan, tabii, bir savunma sanayisi konusu var burada. Yine bakıyorsunuz, savunma sanayisi konusunda, ‘Safe’ diye bir program var. Bu programda bizim önümüze bazı engeller çıkarıyor. Komşumuzun çıkardığı engele bakıyorsunuz; yine bizim Ege’de 6 milin üstüne çıkıldığında, buna bizim müsaade etmeyeceğimizi çünkü kara sularımızın İstanbul’dan Antalya’ya giderken daralmasına kendi topraklarımızda kara sularımızda giderken bunun önüne geçilmesine müsaade etmeyeceğimizi çok önceden kayda geçirdiğimiz için ‘Safe’ konusunda da bazı engellemeler oluyor” dedi.