Diş Sıkma Gençlerde Daha Sık Görülüyor

Diş Sıkma Sorunu ve Bilinmesi Gerekenler

Diş sıkma rahatsızlığı, günümüzde giderek yaygınlaşan bir sorun haline gelmiştir. Diş sıkma ve diş gıcırdatma, genç yetişkinler arasında en sık görülen bu rahatsızlık, çeşitli sebeplerden kaynaklanabilir. Özellikle stresli dönemlerde, sınav ve iş ortamlarında karşılaşılan zorluklar, diş sıkma ve gıcırdatmaya yol açabilir. Ayrıca çocuklarda da diş değişim dönemlerinde kısa süreli diş sıkma davranışları gözlemlenebilir. Bruksizmin ortaya çıkmasında anksiyete, uyku bozuklukları, diş problemleri ve bazı hastalıklar da rol oynayabilir.

Diş Sıkmanın Etkileri ve Tedavi Yöntemleri

Diş sıkma ve diş gıcırdatma genellikle gece uykusu esnasında gerçekleşir ve farkında olunmaz. Ancak uzun vadede dişlerde aşınma, hassasiyet, çene ekleminde ağrı ve kas sorunlarına neden olabilir. Tedavi edilmediği takdirde kalıcı hasarlara yol açabilir. Neyse ki, gece plağı kullanımı, fizyoterapi, kas egzersizleri ve stres azaltıcı terapiler gibi farklı tedavi seçenekleri mevcuttur.

Diş Sıkmayı Azaltma Yolları

İstanbul Okan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi Ağız, Diş ve Çene Cerrahisi AD Öğretim Üyesi Merve Çakır, diş sıkmanın etkilerini azaltmak için bazı önerilerde bulunmaktadır:

  • Azaltın: Stres seviyenizi kontrol altında tutmak için egzersiz yapın ve hobiler edinin.
  • Değiştirin: Düzenli ve kaliteli uyku alışkanlıkları oluşturun.
  • Rahatlayın: Çene kaslarınızı rahatlatmak için egzersizler yapın.
  • Sınır koyun: Kafein ve alkol tüketimini sınırlayın.
  • Aksatmayın: Diş hekimi kontrollerini aksatmadan düzenli olarak yaptırın.

(BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı)

Related Posts

Balık keyfiniz kabusa dönüşmesin! Bir lokması bile büyük riskmiş

Balık, yüksek biyolojik değere sahip proteinleri, omega-3 yağ asitleri (özellikle EPA ve DHA), D vitamini ve iyot gibi önemli mikro besinleri içeren değerli bir hayvansal besin kaynağıdır. Dyt. Beste Mum, ancak bazı bireylerde bağışıklık sistemi tarafından alerjen olarak tanımlanarak ciddi reaksiyonlara yol açabileceğini söyledi.

Klozetten 75 kat daha pis, salonda baş köşede duruyor! Karbonat tek çaresi

Evde en kirli yerin tuvalet olduğunu düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz. İngiltere’de yapılan bir araştırma, evdeki bu eşyanın klozet kapağından 75 kat daha fazla bakteri barındırdığını ortaya koydu. Özellikle evcil hayvan sahipleri için bu durum daha da endişe verici boyutlara ulaşıyor.

Uzmanı uyardı: ‘Kanser tedavisinde bitkisel kürlere dikkat’

Bilimsel dayanağı olmayan ürünlerin hastalara zarar verebileceğine dikkat çeken Tıbbi Onkoloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Cengiz Akosman, “Bazı bitkisel kürler karaciğer enzimlerini etkileyerek ilaçların metabolizmasını değiştirebilir, hatta bazı vakalarda hayati riskler oluşturabilmektedir. Bugüne kadar bitkisel kürlerin kanseri tedavi ettiğine dair bilimsel olarak kanıtlanmış hiçbir klinik veri bulunmamaktadır. Bitkisel ürünler yanlış zamanda ve dozda kullanıldığında faydadan çok zarar getirebilir. Bu nedenle onkoloji hekimiyle iş birliği içinde olunması hayati önem taşır” dedi.

Yumurtalık kanseri sinsice ilerliyor! İhmale gelmez 9 önemli belirtisi var

Sinsice ilerlediğinden genellikle tanısı ileri evrede konulan yumurtalık kanserinin görülme sıklığı son yıllarda giderek yaygınlaşıyor. Yumurtalık kanserinin her yaşta görülebildiğini, ancak günümüzde gençlerde de sık rastlandığını belirten Kadın Hastalıkları ve Doğum, Jinekolojik Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Mete Güngör, ihmale gelmez bazı belirtileri sıraladı.

Kalp krizi sandı, grip çıktı! Uykudan uyandıran sancı: ‘Genç ölümlerin gizli faili’

Üniversite birinci sınıf öğrencisi olan, sigara kullanmayan ve düzenli spor yapan 19 yaşındaki Arın Kıraç, bir sabah göğsündeki şiddetli ağrıyla uyanınca kalp krizi geçirdiğini sandı. Ölüm korkusuyla hastaneye kaldırılan genç adama, yapılan tetkiklerin ardından ‘kalp gribi’ teşhisi konuldu. İlk kez adını duyduğu bu hastalıkla yaşadığı o korku dolu anları ve yaşadıklarını, SEN ANLAT okuyucuları için anlattı.

Sıklıkla teşhis edilemiyor, yanlış anlaşılıyor… Göründüğünden çok daha yaygın

Fonksiyonel nörolojik bozukluk (FND), ciddi nörolojik semptomlara yol açmasına rağmen sıklıkla teşhis edilemeyen ve yanlış anlaşılan bir hastalık olarak dikkat çekiyor. Hareket kaybı, konuşma güçlüğü, yürüme zorluğu gibi belirtilerle kendini gösteren bu durum, bazen yanlışlıkla psikolojik bir sorun olarak değerlendirilerek hastaların ciddiye alınmamasına neden olabiliyor.